Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden 1954 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılan antik kent Tabae’da, 19. yüzyıl Osmanlı dönemi eserlerinden Pazaryeri Camisi, geriye kalan tek mimari ögesi minaresi ile dönemin sanatına ışık tutuyor. Büyük İskender’in Makedonya İmparatorluğu’nun ardından “Tabaenon” adlı kişi tarafından kurulduğu tahmin edilen Tabae Antik Kentinde ortaya çıkartılan camiler, hamamlar, sarnıçlarda yapılan kazı çalışmaları, o yıllarda kullanılan malzemeleri, sanatları ve insanların alışkanlıklarını gün yüzüne çıkarıyor.
Denizli Muğla karayolu güzergahındaki antik kentte yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan camilerden restorasyonu tamamlanan Cevherpaşa Camisi’nin ardından restorasyonuna başlanan tarihi Pazaryeri Camisi de 19. yüzyıldaki “Batılılaşma” hareketinin izlerini üzerinde taşıyor.
Tabae Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bozkurt Ersoy, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminde 19. yüzyılda yaptırılan camiden, günümüze gelen tek kalıntının minaresi olduğunu söyledi. Caminin duvarlarının, sonraki yıllarda sökülerek yeni camilere aktarıldığını, bu yüzden günümüze sadece bazı duvar kalıntılarının kaldığını anlatan Prof. Dr. Ersoy, şunları kaydetti;
“Minaresine dokunulmayan caminin dış duvarlarından bize kalan birkaç parça. Biz geriye kalan kalıntıları sağlamlaştırdık yok olmaması adına. Camide kullanılan geniş, düz taşlar o dönemde sanata verilen önemi yansıtıyor. Duvar ustalarının kullandığı pürüzsüz taşlar camilerin yapımına verilen önemi gösteriyor. O döneme ait olan bütün camilerimizi ortaya çıkararak tarihe ışık tutmak istiyoruz. Bunu şartların bize verdiği imkan doğrultusunda gerçekleştiriyoruz. Ama ne yazık ki, birçok yapı tahrip edilmiş ve günümüze kadar çok az bir kısmı gelmiş. Caminin girişinde bulunan bir lahit kırılarak kaçırılmış. Keşke daha tarihsever olabilseydik de bunları korusaydık. O zaman tarihi geçmişimizle daha çok övünürdük. Osmanlı döneminde yaptırılan kentin önemli camilerinden biri haline gelen bu caminin minaresinin günümüze kadar yıkılmadan gelmesi sevindirici.”
Ersoy, söz konusu caminin adında da anlaşılacağı gibi dönemin halkının, pazar alışverişini yaptıktan sonra sıkça tercih ettiği bir cami olduğunu belirterek, “Çarşı merkezine yaptırılan camiler halk tarafından sıkça kullanılan camiler oluyor. Şu an için sadece minaresi kalan cami aslında o dönemin unutulmaz camilerinden birisi. Camide kaybolmaya yüz tutan kalıntılar daha çok korunabilseydi, tarihi geçmişi hakkında daha geniş bir bilgiye sahip olabilirdik” dedi.